Ayakların kokmasına neden olan hata bulundu: Sadece ter değil

Ayak Kokusunun Nedenleri ve Çözüm Yolları

Hemen herkesin yaşadığı fakat genellikle dile getirmekten kaçındığı bir sorun: ayak kokusu. Özellikle yaz aylarında terleme ile daha da rahatsız edici hale gelen bu durumun arkasındaki temel neden sonunda açığa çıkarıldı. Üstelik, bu hatayı çoğu insan farkında olmadan yapıyor.

Uzman dermatologlara göre, ayak kokusunun esas kaynağı terleme değil, terleyen ayağın yeterince havalandırılamaması. Yani en büyük hata: nefes alamayan ayakkabılar giymek.

Sentetik malzemelerle üretilen, hava almayan ayakkabılar, ayağın nemli ve sıcak bir ortamda kalmasına yol açarak bakterilerin çoğalmasına neden oluyor. Sonuç olarak, istenmeyen ve utanç verici ayak kokusu ortaya çıkıyor.

SEÇİMLER BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Yalnızca ayakkabılar değil, çorap tercihi de hayati bir rol oynuyor. Naylon veya polyester içeren çoraplar terlemeyi emmek yerine hapsettiği için mantar ve kötü koku oluşumunu artırabilir. Uzmanlar, pamuklu veya bambu içerikli çorapların tercih edilmesini öneriyor.

Ayaklarınızı Hapseden 4 Hatalı Alışkanlık

  • Aynı ayakkabıyı günlerce üst üste giymek: Ayakkabının içindeki nemin kurumasına izin vermeden tekrar kullanmak bakterilerin yayılmasına neden olabilir.
  • Ayağı tamamen saran spor ayakkabılarını uzun süre giymek: Bu alışkanlık, özellikle yaz aylarında ayaktaki nemin artmasına ve kötü koku oluşumuna yol açabilir.
  • Islak ayakkabı veya çorapla dolaşmak: Nemli ortamlar mantar ve bakteri oluşumunu teşvik edebilir.
  • Ayağın düzenli olarak yıkanmaması ve kurulanmaması: Ayak hijyeninin eksikliği ve nemli bırakılması, kötü kokunun temel sebeplerinden biridir.

5 ADIMDA KOKUDAN ESER KALMIYOR

  1. Ayakkabılarınızı her kullanımdan sonra havalandırın.
  2. Aynı ayakkabıyı iki gün üst üste giymemeye dikkat edin.
  3. Antibakteriyel ayak spreyleri veya talk pudralarını tercih edin.
  4. Ayaklarınızı her gün sabunla yıkayıp iyice kurulayın, özellikle parmak aralarına dikkat edin.
  5. Yaz aylarında açık ayakkabı veya sandalet kullanmaya özen gösterin.

ASIL DÜŞMAN: BAKTERİLER

Kötü koku aslında tek başına bir sorun değil; altta yatan bakteriyel dengesizliklerin bir belirtisidir. Bu nedenle, uzun süreli veya kötüleşen kokularda bir dermatologa danışmak önemlidir. Aksi takdirde, durum mantar enfeksiyonlarına veya cilt tahrişine neden olabilir.

Related Posts

18 bin sağlık personeli ataması yapılacak: Bakan Memişoğlu tarih verdi

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, bakanlığına yapılacak sağlık personeli atamalarına ilişkin, “Ekim ayında 18 bin atama için ilanımız olacak ve alım yapacağız.” dedi.

Kanser hastalarına akıllı ilaç müjdesi: Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu, 5 farklı ilaç geri ödeme listesine alındı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 farklı kanser hastalığının tedavisinde kullanılan 5 farklı akıllı kanser ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geri ödeme kapsamına alındığını açıkladı.

Hafızayı silgi gibi siliyor: Bu yemeği yemeyi bırakın!

Harvard Üniversitesi’nin araştırması, beyin fonksiyonlarına ciddi zarar veren besinleri tek tek ortaya koydu. Özellikle bir yiyecek var ki, her gün tüketenlerde hafıza kaybı riski hızla artıyor. Uzmanlar uyarıyor: Bu gıdayı hayatınızdan çıkarın, beyninizi koruyun!

Dört yıl sonra oksijen cihazı olmadan ilk nefes

Akciğer sertleşmesi nedeniyle yaklaşık 4 yıl boyunca günün 24 saati oksijen cihazına bağlı yaşayan 41 yaşındaki Şehnaz Kanat, geçirdiği akciğer nakli operasyonuyla sağlığına kavuştu. Kanat, “Son bir ay ise ameliyat olacağım güne kadar cihaza bağlıydım. Mayıs ayında müthiş bir haber geldi. 12,5 saat süren bir ameliyat sürecinden sonra rahat nefes almaya başladım” dedi.

Hap mı, bitki mi? Ne işe yarıyor, ne zararlı?

Uykusuzluğa karşı çare olarak görülen her ürün güvenli değildir. İlaçlar, çaylar, takviyeler…
Peki hangisi gerçekten işe yarıyor? 50 yaş üstünde uyku destek ürünleri bilinçsizce kullanılıyor. Oysa bazıları sabah sersemliği, düşme riski ve bağımlılık yapabilir.

Otozomal resesif ataksi hastalığı görülmüyor, anlaşılmıyor: Farkındalık artırılmalı

Otozomal resesif ataksiler, yaşamı hem fiziksel hem de sosyal yönden zorlaştırıyor. Uzmanlar, hastalık hakkında toplumsal farkındalığın azlığı ve erişilebilirlik sorunlarının genç hastaları sosyal izolasyona sürüklediğine dikkat çekiyor. Bilgilendirme, destek ve erişim politikalarının güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.