Yargıtay’dan Mal Paylaşımı Davalarına İlişkin Önemli Karar!
Boşanma davalarının ardından mal paylaşımı (mal rejiminin tasfiyesi) davaları oldukça önemli bir konuyu oluştururken, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından emsal nitelikte bir karara imza atıldı. Yargıtay, mal rejiminin tasfiyesinde eşler arasındaki devirlerin bağış olarak değerlendirilmesi için, ‘bağış iradesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olması gerektiğini’ belirtti.
İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan alınan bilgilere göre, Kuşadası’nda mal rejiminin tasfiyesiyle ilgili ilk derece mahkemesi, boşanma davası dosyasındaki davacının ifadeleri doğrultusunda gerçekleşen devrin bağış niteliğinde olduğuna hükmetti. Bu nedenle kooperatif hissesinin kişisel mal niteliğinde olduğunu ve davacının kişisel malın tasfiyesiyle katılma alacağı talebinde bulunamayacağını belirterek davayı reddetti.
İlk derece mahkemesinin kararına itiraz eden davacı erkek vekili, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi tarafından yapılan itirazları haklı bulmadı ve itirazı reddetti.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya yaptığı devrin bağış olarak kabul edilemeyeceğini belirterek temyiz isteminde bulundu ve dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne taşındı.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin verdiği karara göre, mal rejiminin tasfiyesinde devrin bağış olarak kabul edilmesi için bağış iradesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olması gerektiği vurgulandı. Yani, bağış iradesinin net bir şekilde ifade edilmediği durumlarda devir işlemi bağış olarak değerlendirilemez.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan ise, Yargıtay’ın kararının hakkaniyete ve doktrin görüşlerine uygun olduğunu dile getirerek, eşler arasındaki dayanışma ve güven ilişkisiyle gerçekleştirilen devir işlemlerinin genellikle bağış olarak kabul edildiğini belirtti.