Otozomal resesif ataksi hastalığı görülmüyor, anlaşılmıyor: Farkındalık artırılmalı

Otozomal resesif ataksi, hareket koordinasyonunu etkileyen genetik bir hastalık grubudur. Bu hastalıkla yaşayan bireylerin aileleri, hastalıklar hakkındaki yanlış bilgilerle ve sosyal izolasyonla mücadele etmek zorunda kalabilmektedir. Uzmanlar, farkındalığın artırılması ve tedavi sürecinde ailelere destek sağlanması gerektiğini belirtmektedirler.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Başar Bilgiç’e göre, otozomal resesif ataksi için kesin bir tedavi bulunmamakla birlikte semptomların hafifletilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması hedeflenmektedir. Fizik tedavi kas gücünü ve dengeyi geliştirirken konuşma terapisi iletişim ve yutma sorunlarına yardımcı olabilir. Ergoterapi ise günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığı destekler. İlaçlar ise kas spazmlarını, titremeyi, depresyonu ve kalp sorunlarını kontrol altına alabilir. Beslenme desteği ise yutma güçlüğü çeken hastalara önemli bir destek olabilir.

Otozomal resesif ataksiler genellikle çocukluk veya gençlik döneminde başlar ve bu durum genç bireylerin fiziksel etkiler ve sosyal engellerle karşılaşmasına neden olabilir.

‘ÖZGÜVENİ ETKİLİYOR’

Fiziksel etkilerin yanı sıra, sosyal ve çevresel engeller de genç bireyler için zorluk oluşturabilir. Kalabalık toplu taşıma araçları ve dar kaldırımlar, denge ve koordinasyon sorunu yaşayan gençler için engel teşkil edebilir. Birçok sosyal mekan ve bina ise engelli erişimine uygun değildir. Hastalık, gençlerin sosyal aktivitelere katılmasını, yeni insanlarla tanışmasını ve özgüvenlerini olumsuz etkileyebilir.

‘SOSYAL MEDYADA BİLGİLENDİRME’

Hastalığın toplumda yeterince bilinmediği ve bilgilendirme faaliyetlerine ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır. Sosyal medya platformları ve hastalık dernekleri aracılığıyla hastalık hakkında bilgi paylaşımı yapılmalı, sağlık profesyonellerinin bilgi birikimi artırılmalı ve devletin destek politikaları geliştirilmelidir.

‘AKRABA EVLİLİĞİ TETİKLİYOR’

Akraba evliliklerinin hastalıkların görülme sıklığını artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Başar Bilgiç, Türkiye gibi akraba evliliklerinin yaygın olduğu toplumlarda otozomal resesif ataksi hastalığının diğer ülkelere kıyasla daha sık görüldüğünü belirtmiştir. Bu nedenle genetik danışmanlığın ve tarama programlarının önemi büyüktür.

Related Posts

Ayakların kokmasına neden olan hata bulundu: Sadece ter değil

Toplu taşıma araçlarında, ofislerde, hatta misafirlikte… Bazen bir çift ayakkabının içinden çıkan koku, en samimi ortamları bile sessizce dağıtabilir. Ayak kokusu, birçok insanın yaşadığı ama çoğu zaman konuşmaktan kaçındığı bir problem. Peki bu rahatsız edici durumun arkasındaki asıl neden ne? Uzmanlar yıllardır tartışılan bu sorunun en büyük sebebini nihayet net bir şekilde açıkladı.

18 bin sağlık personeli ataması yapılacak: Bakan Memişoğlu tarih verdi

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, bakanlığına yapılacak sağlık personeli atamalarına ilişkin, “Ekim ayında 18 bin atama için ilanımız olacak ve alım yapacağız.” dedi.

Kanser hastalarına akıllı ilaç müjdesi: Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu, 5 farklı ilaç geri ödeme listesine alındı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 farklı kanser hastalığının tedavisinde kullanılan 5 farklı akıllı kanser ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geri ödeme kapsamına alındığını açıkladı.

Hafızayı silgi gibi siliyor: Bu yemeği yemeyi bırakın!

Harvard Üniversitesi’nin araştırması, beyin fonksiyonlarına ciddi zarar veren besinleri tek tek ortaya koydu. Özellikle bir yiyecek var ki, her gün tüketenlerde hafıza kaybı riski hızla artıyor. Uzmanlar uyarıyor: Bu gıdayı hayatınızdan çıkarın, beyninizi koruyun!

Dört yıl sonra oksijen cihazı olmadan ilk nefes

Akciğer sertleşmesi nedeniyle yaklaşık 4 yıl boyunca günün 24 saati oksijen cihazına bağlı yaşayan 41 yaşındaki Şehnaz Kanat, geçirdiği akciğer nakli operasyonuyla sağlığına kavuştu. Kanat, “Son bir ay ise ameliyat olacağım güne kadar cihaza bağlıydım. Mayıs ayında müthiş bir haber geldi. 12,5 saat süren bir ameliyat sürecinden sonra rahat nefes almaya başladım” dedi.

Hap mı, bitki mi? Ne işe yarıyor, ne zararlı?

Uykusuzluğa karşı çare olarak görülen her ürün güvenli değildir. İlaçlar, çaylar, takviyeler…
Peki hangisi gerçekten işe yarıyor? 50 yaş üstünde uyku destek ürünleri bilinçsizce kullanılıyor. Oysa bazıları sabah sersemliği, düşme riski ve bağımlılık yapabilir.